İÇİ DIŞI SAĞLIK: KİVİ

 Hep bahsediyorum ya, evet çok bahsediyorum biliyorum?, beslenme halka indirgenmiş bir konu. Yani herkes birine akıl verme, yalan yanlış bildiğini satma derdinde. Ama onlara da hak vermiyor değilim bir yerde. Çevremizde yani sosyal medyada, haberlerde, programlarda ve bilumum yayın organlarında o kadar çok bilgi karmaşası var ki etkilenmemek elde değil. Böyle olunca herkes ruhunu tatmin eden bilgiye sığınıyor. Ve istiyor ki herkes tarafından bildiği bilinsin. İşte o kahve içme bahanesiyle gelip bildiklerini satmaya çalışan komşunuz onlara bir örnek. Ya da ezkaza yanlarına gittiğiniz çok bilmiş teyzeler. Bir de bu insanların otomatik cevap gibi kullandıkları bazı cümleler vardır. Mesela kemik erimeniz varsa size önerilecek şeylerin çoğunluğu süt ve süt ürünleridir. Halbuki susam sütten çok daha fazla kalsiyum içermektedir. Susam önermemelerinin nedeni de içinde çok yağ bulunmasından değil hani, tamamen otomatikleşmiş. Kalsiyum eşittir süt.  Başka bir örnek verelim. Grip olmuşsunuz yani bağışıklığınız düşmüş. Hemen akıllara turunçgiller gelir. Niye mi? C vitamininden. Tamam da C vitaminini çok daha fazla içeren besinler de var. Zaten onlar bilinmediği için bu kadar otomatikleşmiş cevaplar. Örnekler uzatılabilir, ama ben uzatmamalıyım. Bugün biraz arka planda kalmış ama aslında meyve tabaklarının en üstünde yer almayı hak eden bir konuğum var. Azıcık aşağıda sizi bekliyor.

 

Konuğum kim mi? Şeftali kadar olmasa da kabuğu biraz tüylü desem. Olmadı mı, içi yeşil desem. Bir de üstüne tropik desem. Tamam sizi uğraştırmayayım, bugünkü konuğum kivi. Kendisi aslen Çin menşeili. Ve 20. yüzyılın başlarında Yeni Zellanda’ya getirilerek Avrupa macerasına başlamış. O yıllarda Çin bektaşi üzümü (Chinese Goosebery) olarak da biliniyormuş. İthal edileceği zaman “berry” ailesinin yüksek vergilerinden kaçınmak için adı kivi (kiwi fruit) olarak değiştirilmiş. Gelelim faydalarına. Kivinin 100 gramı yaklaşık 400 mg C vitamini içeriyor. Bu rakam tabi önerilen miktarın çok üstünde. Önerilen miktar ise yetişkinlerde 60 – 75 mg. Kivi aynı zamanda K, E folat gibi vitaminlerin ve magnezyum ile potasyum gibi minerallerin iyi birer kaynağıdır. Potasyum düzeyine rağmen düşük sodyum içermesi onu öne çıkaran bir özelliği daha. C ve E vitaminleriyle bağışıklığı desteklemekle kalmayıp antioksidan da içeriyor kivi. 2000’lerde yapılan bir çalışmanın sonucunda bu antioksidanların ve vitaminlerin akciğer fonskiyonlarına yararlı etkileri bulunmuş ve astım ile hırıltılı soluma sorunu yaşayan çocukların tedavisinde kullanılabileceği bulunmuştur. Oksidatif stres DNA hasarlarına yol açabilir. Bu hasarlı DNA’lar da kolon kanseri gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Ama kivideki antioksidanlar bu oksidatif stresi azaltarak bu tip sağlık sorunlarına yakalanma riskini azaltır. Kivi kan basıncını düşürerek uzun vadede oluşabilecek kalp krizi ve felç riskini de azaltıyor. Taipei Sağlık Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre uykudan önce bir saat içinde yenilen iki kivinin içerdiği antioksidan ve salgılattığı serotonin ile uyku problemlerine çözüm olacağı da düşünülüyor.

 

Eğer kivi hakkında anlatacaklarımın bu kadar olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Son bir şey daha var. Kivinin kabuğu. Biliyorum çoğunuz, ben de dahil, kiviyi yerken kabuğunu soyuyorsunuz. Ama soymayın. Sadece çok iyi yıkayın. Peki neden? Kivinin kabuğu, sizi bir sürü sindirim probleminden koruyacak olan lifle yani posayla, hücresel büyüme için ve gebelik durumunda nöral tüp defektlerinin riskini azaltmak için gerekli folatla ve antioksidan etki gösterecek biraz daha E vitaminiyle doludur. Kabuğu da tüketerek lif oranını %50, folatı %32 ve E vitaminini %34 oranında arttırmış olursunuz.

 

 

Kivinin kendisi ve kabuğunun çok güzel özellikleri var ama bu özelliklerden yeterince faydalanamayacak olan insanlar da var. Bu listenin başında kivi alerjisi olan insanlar geliyor. İkincisi ise böbreklerinde kalsiyum oksalat taşı geçmişi bulunan insanlar. Bu insanların kiviyi değil de kabuğunu tüketmemesi gerekiyor çünkü kabukta meyvenin kendisinden daha fazla oksalat bulunuyor.