ETİNDEN SÜTÜNDEN: HİNDİSTAN CEVİZİ

 Kimi besinler vardır, etinden sütünden faydalanırız. Yetmez sıkar yağını çıkarırız. Sonra çıkardığımız o yağından krem yaparız. Sütünü fermente edip peynir yaparız. Yani dibine kadar kullanılırız o besini. Günümüzde bu besinlere verilebilecek en iyi örnek soyadır. Ama tek örnek soya değildir. Bugün tanıtacağımız besini de çeşitli şekillerde tüketebiliyoruz. Türlü şekillerde tüketilebildiği için sürekli hakkında tarifler türetilmesi sonucu oldukça gündeme geldi bu besin ama bu kadar popüler olmasında televizyondaki ada programlarının da etkisi yadsınamaz tabi. Evet ada deyince bildiniz, bugünkü konuğum hindistan cevizi. Peki tropik iklimlerde yetişmesinden dolayı adaların ana yemeği olarak lanse edilen bu meyveyi (ya da belki sebzeyi) ne kadar tanıyoruz?

 

İlk öncelikle hindistan cevizinin (cocos nucifera) nasıl tanımlandığına bakalım. Bu bir sebze mi, bir meyve mi, yoksa adındaki gibi bir ceviz türü mü yani yağlı tohum mu? Bu nereden baktığınıza göre değişir. Eğer bir ağaçta görüyorsanız ki bu ağaç bir tür palmiyedir, açıkça hindistan cevizi o ağacın meyvesidir ve bu teknik olarak doğrudur. Ama aynı zamanda onu bir tezgahtan alıp pişirebilirsiniz de sebze gibi. Yani domateste de olduğu gibi bilim insanları ve aşçılar arasında tartışılan bir konu bu. Ama kesinlikle bir ceviz türü değildir. Hindistan cevizinin Havai ya da Madagaskar gibi tropik bölgelerde 4500 yıl öncesinde bile yetiştiğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Günümüzde mutfaklarda sık kullanıldığından çeşitli ülkelerin kıyı bölgelerinde yetiştirilmektedir. Henüz tam olgunlaşmamış hali yeşildir ve sert kabuğu pürüzsüzdür. Olgunlaştıkça rengi kahverengiye döner ve kabuğu tüylerle kaplanır. Olgunlaşmamış hali olgunlaşmış halinden daha fazla su içerir. Bu yüzden suyu için olgunlaşmamışı tercih edilir. Hindistan cevizinin içindeki yenilebilen beyaz kısmına “hindistan cevizi eti” denir ve bu etin çiğ olarak 100 gramı 354 kaloridir. Bu kalorinin çoğu, yaklaşık 33 gram ağırlığa sahip yağdan gelir. Bitkisel bir yağ olmasına karşın bu yağın %90’ı doymuştur ve vücutta kolesterol yapımında kullanılabilir. Hindistan cevizi manganez, bakır, selenyum, demir, fosfor, potasyum ve magnezyum minerallerini içerirken hiç vitamin içermez. Hindistan cevizinde bulunan yağın büyük çoğunluğu da orta zincirli yağ asidi (MCT) formunda bulunur. MCT yağ asitlerinin uzun zincirli yağ asitlerine (LCT) göre vücudun yağ yakmasını daha çok uyardığı gösterilmiştir. Hindistan cevizi eti hücrelerimizi serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruyan gallik asit. kafeik asit, salisilik asit ve p-kumarik asit gibi antioksidanlar da barındırır.

 

Hindistan cevizinin nasıl tüketildiği de içerdiği besin ögelerini etkilemektedir. Mesela hindistan cevizi sütü hindistan cevizi suyundan daha fazla yağ ve dolayısıyla daha fazla kalori içermektedir. Hindistan cevizi suyu meyvenin içinde bulunan kendi doğal suyudur. Hindistan cevizi sütü ise kendi etinin içme suyu ile kaynatılması sonucu elde edilir. Hatta bu kaynatma işlemi sırasında yüzeyde biriken tabakanın alınması ile de hindistan cevizi kreması elde edilir. Ama sonuç olarak bütün hindistan cevizi ürünleri (suyu hariç) yüksek oranda doymuş yağ içermektedir ve fazla tüketiminden kaçınılmalıdır.

 

Kaynaklarım:

  1. https://www.healthline.com/nutrition/coconut-nutrition
  2. https://www.everydayhealth.com/diet-nutrition/diet/coconut-nutrition-facts-health-benefits-beauty-benefits-recipes/