VÜCUDUNUZU UYANDIRIN: HIZLI METABOLİZMA DİYETİ

Şu hayatta kimi kilo verememekten kimi de alamamaktan şikayetçi. Veremeyenlerin de alamayanların da sığındığı en geçerli bahane metabolizma. Kimininki çok hızlı o yüzden istediğini yese de kilo alamıyor, kimininki de çok yavaş o yüzden ne yese yarıyor. Aslında iki tespit de doğru, gerçekten metabolizma kilo vermede çok etkili. Ama şöyle de bir gerçek var; metabolizma hızı doğumdan ölüme kadar aynı değildir, genetik olarak aktarılmaz, yani hızlandırmak sizin elinizde. O yüzden suçu metabolizmaya atmak hiç akıllıca değildir. Fiziksel aktiviteyi arttırmak metabolizma hızını arttırmak için oldukça geçerli bir yoldur. O yüzden sadece besin listesinden oluşan diyetlerin yerini şimdilerde belirli bir süre geçerli ve tekrarlayan, içinde fiziksel egzersizler de barındıran programlar alıyor. Bugün o diyetin tanımını değiştiren programlardan birine biraz daha yakından bakacağız.

Diyetimizin adı hızlı metabolizma diyeti. Ünlü diyetisyen Hayile Pomroy tarafından geliştirilmiş. ,Adından da anlayabileceğiniz üzere odak noktası metabolizma hızınızı arttırarak kilo vermenizi sağlamak. Ve bu konuda da oldukça iddialı. 28 gün uygulayacağınız bu diyet için size 9 kg vermeyi vaat ediyor. Ama garanti etmiyor. Eğer 28 gün içinde hedef kilonuza ulaşamadıysanız diyeti hedef kilonuza ulaşana kadar tekrarlamanız söyleniyor. Yani ya olacak ya olacak?. İş hedef kilonuza ulaşmakla da bitmiyor. Bir kere ulaştınız mı ya diyeti her ay bir hafta boyunca, ya da altı ayda bir aynı şekilde 28 gün tekrarlamanız isteniyor. Peki bu diyet nasıl çalışıyor? Seçilen besinleri belli saatlerde yiyerek ve haftada 2-3 kere egzersiz yaparak metabolizma hızınızı arttırmaya ve bunun sonucunda kilo vermenize dayanıyor bu diyet. Diyet kendi içinde iki günlük 2, üç günlük 1 faz olmak üzere 3 faza ayrılmış, yani her fazı 4 kere yapmanız gerekiyor.

Birinci faz pazartesi ve salı günlerini kapsıyor. Bu fazda armut, mango ve ananas gibi yüksek glisemik indeksli meyveler ile yulaf, kahverengi pirinç ve tam buğdaylı makarna gibi tam tahıllar tüketmeniz gerekiyor. Protein tüketiminiz ise ne az ne de çok olmalı. Dikkat etmeniz gereken nokta ise yağdan uzak durmanız. Bu fazda amaç vücudunuzu kilo vermeye hazırlamak ve adrenal bezlerinizin daha az kortizol (stres hormonu) üretmesini sağlayarak anksiyete seviyesini düşürmek.

İkinci faz çarşamba ve perşembe günleri. Bu günlerde daha fazla protein ve nişasta içeriği az olan sebzeler tüketmeniz isteniyor. Karbonhidrat ve yağ tüketimi az olmalı. Burada da kanın pH dengesi sağlanarak, karaciğer tarafından yağ hücrelerini serbest bırakması sağlanıyor.

Son faz da cuma, cumartesi ve pazar günleri için. Bu günlerde metabolizmanızın yağ yakması amaçlanmış. O yüzden bu günlere sağlıklı yağ tüketiminizi arttırıp karbonhidrat ve protein tüketiminizi düşük tutmanız gerekiyor. Yağ olarak zeytinyağı, yumurta, yağlı tohumlar ve avokado tüketebilirsiniz.

Son olarak uzak durmanız gereken yiyecekler de mısır, soya, süt ürünleri, rafine şeker, alkol, kafein, kuru meyveler ve meyve suları olarak belirtilmiş.

Gerçek şu ki bu diyet bilimsel gerçeklere pek dayanmıyor ama geliştiricisi sayesinde popüler olmuş. Mesela birinci fazda stres hormonuna karşı yüksek karbonhidratla besleniliyor ama bilimsel çalışmalar yüksek düzeyde basit karbonhidrat alımının stres hormonunu arttırabileceğini söylüyor. Sebze tüketerek kan pH düzeyiniz de dengelenmez çünkü kan tampon bir sıvıdır yani yediklerinizle etkilenmez. Ayrıca yağlardan ve proteinlerden enerji üretmenin ciddi sonuçları olabilir, ketoasidik koma gibi. O yüzden siz kilo vermek için en iyisi bir uzmana gidin.